- 3 vakte kadar güzel bir haber alacaksın.( TV'de ürün yerleştirme yap, bir de bülten gönder yeter!)
- Birileri dedikodunu yapıyor. (Sosyal medyayı iyi kullanıyorum!)
- Hamile haberi alacaksın. (Rakip küçük mü, büyük mü acaba?)
- Bir kadından iyilik göreceksin. (Hülya Avşar’ı oynatırım olur biter:)
- Yeni bir aşk yaşayacaksın. ( Tüketici masasıyla aranda !?!? )
- Kısmet var evleneceksin. ( İyi haber! Şirket batıyor. Satıp kurtulacağım demek ki!)
- 7 vakte kadar böyle devam edersen markan ölecek.( yenisini yaparım!!! )
“Hadi bu konuyu bir kahve eşliğinde konuşalım” “Bugün
toplantı yapmayalım, şurada bir falcı var, ona gidelim” “kahve fincanını da ters çevireyim sen
toplantıyı ona bakarak yap” …
Günlük arkadaş konuşmaları değil,
marka için çalışması gereken insanların toplantı konuşmaları bunlar… Toplantı;
toplantıdan başka her şeye benzeyen bir eğlence şeklini aldı. Madem işler böyle yürüyor ben de işimi yapayım
dedim ve marka falcısı olmaya karar verdim.
Markanızın falına
bakacağım. “Fala inanma falsız da kalma” derler ya bizim buralarda; aynısı
markalar içinde geçerli. “Markaya inanma, markasız kalma”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder